‘KDV indirimi çiftçiye doğrudan verilmeli’

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gübre ve yemdeki KDV indiriminin tamamının çiftçiye yansımadığını bildirerek, “Gübre ve yemdeki KDV indiriminin yarısı kayboldu. Çiftçimize tamamı yansımadı. KDV indirim tutarı kadar destek çiftçimize doğrudan verilmeli” dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in makamında gerçekleşen ve 2,5 saat süren görüşmede TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Faruk Çelik’e tarımın sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili rapor sundu. TZOB Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı görüşmede Bayraktar, tarımsal destekleme sistemiyle ilgili talepleri de Faruk Çelik’e iletti. Girdilerde vergi yükünün azaltılması, girdi fiyatlarının üreticiyi zorlamayacak makul düzeylere indirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Gübrede KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e indirildi. Yalnız burada KDV indiriminin çiftçiye yansıtılmasında sıkıntılar bulunduğu yönünde odalarımızdan şikayetler gelmektedir. Örneğin ÜRE’de KDV indiriminden önce tonda 1120 lira olan fiyatın, KDV indiriminden sonra 1030 liraya gerilediği görülüyor. KDV, yüzde 18’den yüzde 1’e indi fakat indirim yüzde 8,04’de kaldı. İndirimin yarısı kayboldu. KDV indirimi tam olarak yansıtılmış olsaydı fiyat, 958 lira 64 kuruş olacaktı. Buna göre, şirketlerin yüzde 7,44’lük bir fiyat artışına gittiği anlaşılıyor. Yemde ise KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Burada da indirimin tam olarak yansıdığını söyleyemeyiz. KDV indirim tutarı kadar destek, çiftçimize direk verilmeli. Sistem buna göre tekrardan düzenlenmelidir.”

“ÇİFTÇİ ADALETSİZ DAĞILIMINDAN MEMNUN DEĞİL”
Çiftçinin desteklerin adaletsiz dağılımdan memnun olmadığını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’ten tarımsal destekleme sisteminde değişikliğe gidilmesini talep ettiklerini belirten Bayraktar, şu ayrıntıları verdi:
“2015 yılında 10,1 milyar liralık destekten nasıl yararlanıldığına baktığımızda, çiftçilerimizin yüzde 5’i desteklerin yüzde 46’sını, yüzde 95’i ise yüzde 54’ünü almaktadır. Yine çiftçimizin yüzde 71,2’lik bölümü 2 bin liranın, yüzde 52,8’lik bölümü ise 1000 liranın altında destek almaktadır. Üstelik bu desteği almak için çiftçi, yılda 8-10 kez tarım teşkilatına gitmekte, evrak bedeli, yol masrafı olarak yaklaşık 250 lira harcamaktadır. Desteklerin yüzde 40’ı 10 ile gidiyor. Burada adaletsiz bir durum mevcut. Destekleme sisteminde küçük çiftçilere, genç çiftçilere öncelik verilmeli, bunlar daha çok yararlanmalı. Aksi takdirde destekleme amacına ulaşmaz. Gelir riski destek modeline geçilmelidir.”

“ÇKS’YE DAHİL OLMAYAN DESTEKLERDEN YARARLANAMIYOR”
Üretim yapan tüm çiftçilerin Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olmamasının önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“ÇKS’ye kaydı olmayan çiftçilerimiz, desteklerden yararlanamamakta, düşük faizli kredi kullanamamakta, tarım sigortası yaptıramamaktadır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne kayıtlı 4 milyonun üzerinde çiftçimiz olmasına karşın, ÇKS kapsamında kayıtlı çiftçimizin sayısının 2,2 milyonda kalması, 23,9 milyon hektar tarımsal alanların yalnızca 15,3 milyon hektarının kayıtlı olması sorunun büyüklüğünü göstermektedir. ÇKS kaydı yapılmamış arazilerin toplamı 8,6 milyon hektarı bulmaktadır. Uydu sistemiyle ÇKS’ye kayıtlı olmayan tarım yapılan alanlar belirlenmelidir. Küçük çiftçilere daha çok destek verilirse ÇKS kaydı artacaktır. Bu çerçevede üretim yapılan tüm alanlar ÇKS’ye dahil edilmeli ve desteklerden yararlanmalıdır. Destekleme sisteminde küçük çiftçilere, genç çiftçilere öncelik verilmeli, bunlar daha çok yararlanmalı, aksi takdirde destekleme amacına ulaşmaz. Gelir riski destek modeline geçilmelidir.”