SAKİN ŞEHİRDE `LAVANTA` ESİNTİSİ

Dünyada en fazla Fransa’nın Province bölgesinde üretilen lavanta, Türkiye’de de hızla yayılıyor.

Kıraç topraklarda yetişmesi, sıcak ve soğuğa dayanıklı olmasıyla cazip üretim olanakları bulunan lavanta, uçucu yağı, suyu ve kurusunun yanı sıra sabun ve bal üretiminde de değerlendiriliyor.

Seferihisar Belediyesince başlatılan lavantayla ilgili dönüşüm projesi de ilçede mandalinadan beklediği geliri bulamayan üreticilere alternatif sunuyor.

Belediyenin ilk hasadı tamamlamasının ardından, bölgedeki çok sayıda üretici de arazilerini lavanta tarımına açtı.

Belediye önayak oldu

Seferihisar Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürü Şerafettin Budak, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yeteri kadar lavanta üretimi olmadığını söyledi.

Lavanta ihtiyacının önemli bölümünün ithalatla karşılandığını belirten Budak, üretim ve pazarlama koşullarının çok uygun olmasına rağmen bilgisi bulunmadığı için üreticinin bu ürüne uzak kaldığını dile getirdi.

Mandalina üretimiyle geçinen ilçe çiftçisinin son yıllarda fiyat koşullarından memnun olmadığını anlatan Budak, onlara alternatif oluşturmak amacıyla başlattıkları çalışma kapsamında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Eğirdir Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne başvurduklarını bildirdi.

Budak, buradan aldıkları lavanta fideleriyle geçen yıl 5 dönümlük arazide deneme üretimi yaptıklarını kaydetti.

“Çok sayıda çiftçi, lavanta tarımına girmeye karar verdi”

Henüz ilk hasatta yüksek verim elde ettiklerini, hatta yılda iki ürün alma imkanlarının bulunduğunu gördüklerini vurgulayan Budak, şöyle konuştu:

“İlk hasat nedeniyle düzenlediğimiz lavanta şenliğine katılan çok sayıda çiftçi, lavanta tarımına girmeye karar verdi. Bize başvuran çok sayıda çiftçi, ‘Benim de arazim var, bize yardımcı olun’ dedi. Ekiplerimiz hemen her gün telefon veya yüz yüze görüşme yoluyla danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Önümüzdeki yıl lavanta ekili arazi büyüklüğünün katlanarak artacağını söyleyebiliriz. Belediye olarak biz de ekili arazilerimizi büyüteceğiz.”

Diğer tarım ürünlerinden farklı olarak lavantanın, düşük maliyetle oluşturulan tesislerle yağının çıkarılabildiğini, suyu, sabunu ve koku kesesi üretiminin yapılabildiğini belirten Budak, en önemli hedeflerinin ise “lavanta turizmi hareketi” başlatmak olduğuna değindi.

Fransa’da yüksek bedellerle lavanta tarlalarına turlar düzenlendiğine dikkati çeken Budak, şunları kaydetti:

“İlk hasadımızı yaptığımız Turgut Köyü, hasat şenliği için gelen binlerce misafiri ağırladı. 3 dönümlük alanda ekili lavanta dahi bir hareket getirdi. Lavantanın turizmi de destekleyebileceğini düşünüyoruz. Sakin şehrin, yakın gelecekte lavanta turizmiyle de anılmasını istiyoruz. Özellikle kırsal ev pansiyonculuğu ve köy turizmi için lavanta iyi bir başlangıç noktası olacak.”

Balı da değerli

Lavanta bahçelerinin bal üretiminde de yüksek katma değer sağladığını anlatan Budak, normalde yaz aylarında sıcak nedeniyle çiçeklerin azaldığı Ege Bölgesi’nde temmuzda mora bürünen bahçelerin arıcılık için fırsat oluşturduğunu söyledi. Budak, lavanta balının kilogramının 100-150 lira olmasının, ürünün cazibesini artırdığını söyledi.

Küçük üreticilerin yanında büyük sermaye sahiplerinin de İzmir ve çevresinde lavanta yatırımları olduğuna değinen Budak, 5 yıllık projeksiyonda küçük üreticileri kooperatif çatısı altında toplayarak, yatırımların çapını büyütmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.